Yakın coğrafyalarda çok uzun süreler birlikte yaşan uluslarda kültür aktarımları ve çeşitli benzerlikler görmek oldukça normaldir ve dünyanın pek çok yerinde de sıkça rastlanan bir olaydır. Baklava, yoğurt, lokma, dolma, sarma ve cacık gibi pek yiyecek ufak değişikliklerle de olsa her iki ülkede tüketilen yiyeceklerdir. Fakat ilk nerede çıktığı ve hangi millete ait olduğu konusu sürekli tartışılır ve gündeme gelir. Bu noktada kelimenin kökenine bakmak, çoğu kez o yiyeceğin hangi ülkeye ait olduğunu gösteren en büyük kanıtların başındadır. Baklava kelimesine de baktığımızda eski Türkçede bağlamak anlamına gelen bayla kelimesinden türediğini görürüz.
Yunanistan’da çok fazla okunan gazetelerin birinde ‘Geleneksel Yunan Baklavası’ ismiyle bir tarif verilmesi tekrar eski tartışmaları gündeme getirtti. Baklavanın Yunan tatlısı olduğunun tekrar iddia edilmesi Türk tatlıcıları tarafından hiç hoş karşılanmadı.
Baklava ve Tatlı Üreticileri Derneği Başkanı (BAKTAD) Mehmet Yıldırım’ın bu habere ilk tepkisi “Her zamanki yalanları, şaşırtmıyorlar.” olurken uzun yıllar baklava ustası olarak da çalıştığını belirterek baklavanın Fatih Sultan Mehmet (1432-1481) zamanından beri Türk mutfağında önemli bir yer tutuğunu ve Türkiye’nin Yunanistan kaynaklı pek çok teze ve tarihi nota da zamanında olması gerektiği gibi cevap verdiğini dile getirdi. Osmanlı döneminde yalnızca sarayda yenen bir tatlı olmadığını özel gün ve bayramlar da halka da dağıtıldığını açıklayan Mehmet Yıldırım, “Bu tarz söylemler yalnızca bilgi kirliliği yapmıyor aynı zamanda tarihi de çarpıtıyor.” dedi.
Baklavanın Türk tarih yazıcıları tarafından da sıkça konu edindiğini söyleyen Mehmet Yıldırım, “Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde 17. yüzyılda baklavanın severek yenildiği yazıyor. Bu ve bunun gibi pek çok farklı kaynakta baklavaya rastlamak mümkündür.” ifadelerini kullandı.